28 Mart 2013 Perşembe

Bir Doğum Hikayesi...


Neredeyse 1 yıldır sürekli iltihap kapan ve apse yapan çürük dişimin nihayet tedavisine başlamaya karar verdim. Benim kocanın diş hekimi arkadaşı bana bir antibiotik verdi iltihabı geçirmek için; böylece kanal tedavime başlayabilecektim. İlacı kullanmaya başlayalı 3 gün olmuştu, iş yerindeki arkadaşlarla konuşurken antibiotiğin adetimi geciktirdiğini söyledim. Onlarda hemen bebek yorumu yaptılar. Zaten sürekli bebek yok mu diyorlardı.-Bu arada daha evliliğimin 6. Ayındaydım. Ben bir yandan erken derken bir yandan içim içimi kemiriyordu; acaba olabilir mi diye... Cuma günü iş çıkışını zor ettim ve eve gelir gelmez test yaptım. Bide ne göreyim 2 çizgi ama silik 2 çizgi ?  aldı mı beni bir ağlama hemde nasıl ağlıyorum... Hemen annemi aradım ve eczaneye uğramasını ve sormasını istedim.  5 dakika geçmedi annem geldi ve hamile olduğumu ama yinede bir kan testi yaptırmam gerektiğini söyledi. Amanın ne diyeceğimi şaşırdım. Koca işten geldiğinde kayınvalideme giderken( zaten bir süredir hasta olduğundan yanında kalıyorduk) söyledim hamile olabileceğimi. O surat ifadesini asla unutamam... resmen bembeyaz oldu... bir an düşüp bayılacak sandım:) Neyse ben o gün bıraktım antibiotik almayı.

Çok küçüklüğümden beri kızım olacağını düşünürdüm ve herkese kızım olucak benim derdim. Ama hamile olabileceğimi öğrendiğim an oğlumun olacağını anladım ve nihayetinde doktorada oğlan değil mi demiştim:)


Ertesi gün annemle özel bir hastaneye gidip kan testi yaptırdım. Beklemek ne kadar da zormuş. Sonucu verdiler elime, eee dedim hamile miyim? Kimseden cevap yok... aldım elime sonucu kendim değerlere bakarken baktım hamileyim emin olayım diye de bir doktor bulup sordun tamamdır. 3 haftalık gebe:) 
Hemen gidip bir hamile t-shirt aldım:))

Pazartesi günü için hemen randevu aldım ve neşeyle ilk kontrolümüze gittik. Doktor hanım ultrasonda şöyle bir baktı ve tüh tüh vah vah demeye başladı, suratı asıldı. Hemen sorduk tabi ne oldu, ne var ne görüyorsunuz diye... Ama hep anlatıcam, bir dakika falan dedi. Ben tabi başladım ağlamaya ne var neden bişi demiyorsunuz diye? Ne var dış gebelik, yalancı gebelik, aklımdan bir sürü olasılık geçiyordu. En sonunda yumurtalıklarım da kist olduğunu söyledi ve bir iki test istedi. Hemen kayınvalidemi çağırdık, annem benden daha heyecan yapacağı için kesin sonuç çıkana kadar bişi demedim. Ben tabi ayılıp bayılıyorum. Neyse sonuçlar çıktı gittik doktorun yanına... İlk önce gençsin daha hamile kalırsın kistle beraber alalım bebeği dedi... 2 dakika sonra iyi ki hamile kalmışsın kisti alırken bir yumurtalığı alıcam diğeri de zarar görebilir bir daha hamile kalamayabilirsin dedi... Ardından da ben zoru severim hamileliğin sonuna kadar direnelim dedi ve ben bittim bu ne böle diye. Tamamiyle afallamıştık.

Hastaneden akşam çıktık ve kaynım(eşimin abisi) bir doktordan randevu aldım dedi ve apar topar profesörün özel muhayenehanesine gittik. Hemen ultrasona aldı beni... Tabi ben hala ağlıyorum, bir yandan da beni sakinleştiriyor. Yok dedi ya dert etme kadınların çoğunda olur bu sadece kilo almayacaksın, çok yürüme yorma kendini, ağır kaldırma falan dedi. Bebekte de bir problem gözükmüyor, Sinyaller kesilip rahimde kendi başına tutunabildiği zaman ( 3. Aydan sonra) yumurtalıklarından kiisti sıyırıp alıcaz, bebeğe de bişi olmayacak dedi.

Tabi biz de son derece rahatlamış bir şekilde eve döndük. Ama ben çalıştığım için paranoyaklık yapıp her hafta kontrole gidiyordum. Sürekli bir problem çıkıcak bebeğe bişi olacak diye korkuyordum. Hamilelikte 3. Ayıma girdiğimde Ağrılar başladı ve 14. Haftaya girdiğimde dayanamaz oldum ve 3 gün içinde ameliyat oldum. Ama o profesöre değil.....

Artık ameliyat tarihini belirlememiz gerekiyordu. Bunun için doktorumun yanına, ultrasonda kontrol ettikten sonra suratı düştü, aha dedim bir sorun var. Suyumun çok azaldığını, bebeğin gelişiminin durduğunu hatta geri kaldığını, bir an evvel ameliyat olmam gerektiği, sonrasında ilaçla bebeğin gelişimini normale getireceğini söyledi. Off dedim nedir bu başıma gelenler.


Bu sefer de kaynım hemen başka bir profesör buldu ve çalıştığı özel hastaneden randevu aldık. Görüşmemizde bende hiç bir problem olmadığını, suyumun normal olduğunu, bebeğinde gelişiminin normal olduğunu söyledi. Yine içimize serin sular serpildi ve beni bu doktorun ameliyat etmesini istedim ve 3 gün sonrasına randevumu aldım.

Ameliyatım çok iyi geçti, 2 saat sürdü ve patoloji sonuçları da temiz çıktı. Ameliyathanede gözümü açtığımda ilk olarak bebeğin cinsiyetini sordum:) ama arkasını dönmediğini göremediklerin söylediler. Ameliyatın ertesi günü ayağa kalktım ve ağrım sızım pek olmadı.  Hatta hastaneden çıkışımın ertesi günü koca beni hayvanat bahçesine götürdü.

Benim paranoyaklık geçmedi ama... Her gün işe gitmeden önce tekmesini hissediyorum, akşamda tekmeyi hissetmeden uyumuyordum. 1-2 saat hissetmesem hemen telaş yapıyordum doktoru arıyordum. 



Üçlü testim yapılmış her şey normal çıkmıştı. Ölçümleri tıp fakültesinde yaptırıyordum ondan sonra doktoruma götürüyordum oda yorumluyordu... Ama dörtlü testim yapılırken ölçümleri alan doktor fazla yağlandığımı iyi göremediğini söyledi. Bende hamile bir bayana böyle söylenir mi diye kızdım. Bu testin sonuçlarına göre bebeğin Down sendromlu olma olasılığı olduğu ortaya çıktı. Ve hemen Amniyosentez yapıldı.  Amniyosentezde düşük riski olduğundan çok korkmuştum. Ondandır herhalde yaptırdığım Amniyosentezde sonuç alınamadı ve ertesi gün 2 kat fazla düşük riskiyle ikini kez amniyosentaz yaptırdım. Sonuçları alana kadar o bir ay geçmedi... 7 aylık bebeği nasıl aldırırdım? Aldırmazsam nasıl bakardım? Neyse ki sonuçlar temiz çıktı ve büyük bir ihtimal benim yağ tabakası fazlalığından ölçümler doğru alınamadı... 






Artık ben daha fazla panik olmuştum ki tek başıma bakkala bile gidemiyordum... Ya bişi olursa, suyum gelirse? Aklıma o kadar çok senaryolar geliyordu ki bilim kurgu filmlerini aratmaz:)
Ki o halde bile 7 aylık olana kadar işe gitmeye devam ettim. 








Ama Allah'tan korktuğum gibi olmadı... 11.11.2011 tarihinde sabah 8 den itibaren bişi yememem gerektiği halde hamileyken en çok aşerdiğim serpme böreğimi yiyip, oradan hastaneye yatışımı yaptım. 9 ay mide bulantısı çektikten sonra doğum esnasında da midem bulanınca yok artık dedim. Bir inanış vardır ya miden bulanmaya başlayınca saçı çıkıyor derler, bundandır sezeryan esnasında oğlumu ilk gösterdiklerinde saçı çokta yokmuş dedim:) temizleyip yanıma verdikleri o anda ilk sözüm Ne Kadar Da Küçük oldu...


AMA Allah’a şükürler olsun onca olaya karşı sağlıklı bir bebek dünyaya getirmiştim... 


          
                                           Ve 269. günde oğlumu kucağıma almış oldum...




Hiç yorum yok:

Yorum Gönder